BIRAK

Bana biraz yol bırak, kıyı bırak sensizliğin manzarasını seyredebilmek için. Biraz yalnızlık bırak, seni olmadığın gibi kabullenebilmek için. Gökyüzü bırak. İstemiyorum bulutlarını, istemiyorum şimşeklerini, yağmurlarını, gözyaşlarını.. Ay ışığı ile çevrili siyah bir sabah bırak. Bir sigara bırak masamın üzerine, bir bardak çay hiç soğumayacak. Tenime biraz duman bırak, yoksulluk tüten bacalara inat sigara içmek istemiyorum. Bana biraz Attila İlhan bırak. İstemiyorum piayı, istemiyorum seni tanımamayı, uzaktan sevmeyi, görmemeyi.. Munzurluktan uzak bir siyah bırak. Beyaz yalanlarla kaplı bu hayatı gözlerim görsün istemiyorum. İstemiyorum küflenmiş ihanetlerini götürmeni. Omuzlarımda taşıyacağım bir yük bırak. Bana bir tanrı bırak, inancımı kaybetmek istemiyorum. İstemiyorum benliğimi kaybetmek. Sabahlarla karıştırdığım gecelerin aydınlığına küfretmek istemiyorum. Huzur dağının gölgesinde yurt içmek istemiyorum, bana bir kaç memleket bırak. Bir nuh bırak geride, bir gemi bırak. İstemiyorum yaşanmışlıkları, beyaz anıları suya bırakmak. Gözlerinden bir İsrail bırak dünya dolu, mavi dolu. Kin dolu olsun istemiyorum, istemiyorum kan dolu. Dudak kıvrımındaki silahı yere bırak. Vurulmaktan korkan bir Filistin olmak istemiyorum. Heidi bırak biraz, Pollyanna bırak. Sıkıca tutacak iki sıcak avuç içi.. Koşamayacak, zıplayamayacak bir bataklık bırak. Yeşillik olsun istemiyorum, gülmek, sahte mutluluk istemiyorum. İstemiyorum oyun oynamak. Umutsuzluğun fotoğrafında bir kare bırak, yüzümüz olsun mutlu olmaya. Bana biraz gitmelerinden bırak, terketmişliğinden. Gölgenden bir saç teli bırak. Birbirlerine savaş ilan etmiş organlarıma yaşama şansı bırak. Barış bırak, göğüs kafesimi cephe almış gül kokulu kırmızı kurdeleme inat. İçimde uyuyakalan sen uyansın istemiyorum

Bana biraz sen bırak...