BİR AYRILIK GÜNLÜĞÜ
- Firari
- 18 Mar 2020
- 1 dakikada okunur
03.10.2014
Bugün kalbimi kefenleyip toprağa yar edişimin ilk günü. Tabutunu omzuma aldığım zaman fark ettim, minik avuçlarının içine sığdırdığın hayatımı da beraberinde götürdüğünü. Meğerse her gün kucağımda uyuyakalan o küçücük bedenin ne de ağırmış! Affet birtanem, kaldıramadım o minik tabutunu, sahip olduğum bütün duygular el ele verip beni çıkmaz bir batağın içine sürüklerken ezildim altında, parçalandım, kırıldım. Göz pınarlarım, her bir satırında kahkahalarının saklı olduğu bu hikayenin bitiriliş hüznü ile dolarken kırık dökük bir fırtına koptu içimde: "çıkarın, çıkarın minik bebeğimi oradan, ben yanında olmadan uyuyamaz, korkar o karanlıktan..." Soldu sanki güneş, sustu bütün kuşlar. Haykırışlarımla parçalanan bulutlar akıttıkları gözyaşlarıyla tuttu elimden. Artık hiç iyileşmeyecek bir gönül yarasının sonsuz ızdırabına müşterikim.
Bak en sevdiğin ayıcığını veriyorum kollarının arasına. Ne olur affet beni, yanına yatacak kadar cesur değilim ki! Her gün yanına geleceğim, bir varmış bir yokmuşta kalan masallarını okuyacağım sana. Her gün toprağını okşayacak, üzerinde en sevdiğin papatyaları yetiştireceğim. Şimdi ise seni bir ayıcıkla uğurluyorum. Ben yokken o korusun seni, kovsun hayaletleri başucundan, kalkan olsun sana yattığın yerde. Beni hiç merak etme bebeğim. Her güne sana ettiğim dualarla başlayacak, her geceyi yüce Tanrıya seni koruması için yalvardığım yakarışlarımla bitireceğim.
Beni hiç merak etme bebeğim.
Ben hep seninleyim.
コメント